Yeni Annelerin İşe Dönüş Sürecinde İhtiyaçlarını Anlamak
Doğumdan sonra işe dönmek, yeni anneler için yalnızca bir takvim değişikliği değil; duygusal, fiziksel ve psikolojik birçok dönüşümün başladığı bir dönem. Bu süreçte yalnızca yasal haklar değil, iş yerlerinde sunulan destekleyici uygulamalar da annelerin yaşam kalitesini doğrudan etkiliyor. Emzirme odaları ise bu desteğin en somut adımlarından biri.
Doğumdan Sonra İşe Dönmek: Bir Zaman Meselesi Değil, Bir His Meselesi
Türkiye'de kadın çalışanlara tanınan doğum izni süresi 16 hafta. Bu sürenin sonunda birçok kadın, bebekleri henüz 6 aylık bile olmadan işine geri dönmek zorunda kalıyor. Ancak işe dönüş, sadece fiziksel olarak masaya dönmek anlamına gelmiyor.
Yeni anneler;
- Bebeklerinden ayrı kalmanın getirdiği suçluluk duygusuyla,
- İş performansını koruma baskısıyla,
- Emzirmenin devamlılığını sağlama çabasıyla
yoğun bir zihinsel yük taşıyor.
Bir anne şöyle anlatıyor:
“Sütümü lavaboda sağmak zorunda kalmak beni hem utanmış hem değersiz hissettirmişti.”
Bu hisler yalnız değil. İş yerinde destekleyici ortamlar sağlamak, bu duyguların azalmasına ve annelerin kendilerini güvende hissetmelerine katkı sağlıyor.
İkili Kimlik: “İyi Bir Anne misin, Başarılı Bir Profesyonel mi?”
Yeni annelerin işe dönüş sürecinde yaşadığı en temel duygusal çatışmalardan biri de “ben kimim?” sorusu etrafında şekillenir. Anneliğe alışma süreci henüz tamamlanmadan profesyonel kimliğe dönmek zorunda kalmak, içsel bir rol çatışmasına neden olabilir.
“Bebekle ilgilenirken aklım sunumda kalıyor, toplantıdayken aklım bebeğimin uykusunda...”
Bu çatışma, annenin kendini yetersiz hissetmesine, suçluluk yaşamasına ve her iki rolde de "tam olamama" duygusuyla baş başa kalmasına yol açabilir. Oysa bu dönem, bir kimliği kaybetmek değil, yeni bir benlik inşa etme sürecidir.
Toplumsal Yargılar: “O Kadar Küçük Bebek Bırakılır mı?”
İşe dönen anneler yalnızca içsel çatışmalarla değil, dışsal yargılarla da mücadele eder. Toplum, kadından hem ideal anne hem kusursuz çalışan olmasını bekler.
- Çok erken döndüyse: “Bebeği daha çok küçük.”
- Geç döndüyse: “Kariyerini unuttu.”
- Sütünü sağamadıysa: “Yeterince uğraşmıyor.”
Bu görünmeyen yargılar, annenin özgüvenini zedeleyebilir, kararlarını sorgulamasına ve sürekli bir “yetersizlik döngüsüne” girmesine neden olabilir.
Emzirme Odası: Sadece Fiziksel Değil, Psikolojik Bir Alan
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve UNICEF, bebeklerin ilk 6 ay yalnızca anne sütüyle beslenmesini, 2 yaşına kadar ise emzirmenin sürdürülmesini öneriyor1. İşe dönen annelerin bu öneriye uyabilmesi için gün içinde süt sağmaları gerekiyor. Ancak hâlâ birçok iş yerinde bu ihtiyaca uygun, özel alanlar bulunmuyor.
Oysa bir emzirme odası;
- Annelere güvende hissettiren bir alan sunar,
- Süt sağma sürecini stres olmaktan çıkarır,
- “Burada annelik yapabilirim” hissiyle psikolojik bir dayanma noktası oluşturur.
Bu tür destekler, yeni annelerin duygusal esnekliğini artırır, iş hayatına daha sağlıklı şekilde adapte olmalarını sağlar.
Türkiye’de Emzirme Desteği Ne Kadar Yaygın?
TÜRKONFED’in 2025 tarihli Süt Sağma Odası Farkındalık Araştırması’na göre, Türkiye’deki iş yerlerinin yalnızca %25’inde süt sağma odası bulunuyor. Ancak %45’lik bir kesim, önümüzdeki dönemlerde bu yönde adım atmayı planladığını belirtiyor2.
Bu veriler, farkındalığın arttığını ancak hâlâ atılması gereken ciddi adımlar olduğunu gösteriyor.
İlham Veren Bir Uygulama: Philips Avent'ten "Süt Saatim" Projesi
Bu alandaki örnek uygulamalardan biri, Philips Avent’in “Süt Saatim” projesi. Proje, işe dönen annelere hijyenik ve konforlu ortamlar sunmak amacıyla geliştirildi. Emzirme odası kurmak isteyen şirketlere rehberlik sunuluyor; standartları sağlayan firmalara Philips Avent emzirme ürünleri desteği veriliyor. Kampanya, sadece bir sosyal sorumluluk projesi değil; iş dünyasında kültürel bir dönüşüm hareketi olarak dikkat çekiyor.
Kampanyayla ilgili detaylı bilgiye buradan ulaşabilir ve sut.saatim@philips.com adresine mail gönderebilirsiniz.
Anne Dostu İş Yeri Olmak İçin 5 Adım
Emziren anneleri desteklemek, yalnızca bireysel bir empati değil; aynı zamanda kurumsal bir sorumluluk. Şirketler için uygulanabilir bazı adımlar:
- Hijyenik ve konforlu bir emzirme odası oluşturun.
- Süt izninin kullanımına saygı gösterin.
- Esnek veya hibrit çalışma modellerini teşvik edin.
- Yönetici ve ekip içinde empati odaklı iletişim dilini benimseyin.
- Psikolojik destek ve danışmanlık hizmetlerine erişim sağlayın.
Bebekle Bağı Koruma Stratejileri
Annelerin işe dönüşte en büyük kaygılarından biri, bebekleriyle bağlarının zayıflayacağı korkusudur. Aşağıdaki küçük ama etkili stratejiler, bu bağı desteklemek için işe yarayabilir:
- Emzirme saatlerini özel bir ritüele dönüştürmek
- Gün içinde video ya da sesli mesaj paylaşımı
- Akşam uyku rutinlerini birlikte oluşturmak
- Hafta sonları "bağ zamanı" aktiviteleri ayırmak
Bu tür bağ güçlendirici adımlar, annenin de içsel huzurunu destekler.
Kendin İçin Bir Adım At: Psikolojik Danışmanlık Desteği Almak Neden Önemli?
İşe dönüş süreci her anne için farklıdır. Bazı günler çok güçlü hissedebilirsin, bazı günler ise kaygı, suçluluk ve yorgunluk iç içe geçebilir. Bu duygularla tek başına mücadele etmek zorunda değilsin.
Evital üzerinden psikolojik danışmanlarla online görüşme yapabilir, 15 dakikalık ücretsiz ön görüşmeyle sürece güvenli bir adım atabilirsin.
Kendine iyi bakmanın yolu, duygularını ciddiye almaktan geçer.
Kaynakça:
1. WHO & UNICEF. (2023). Infant and young child feeding guidelines. https://www.who.int/news-room/fact-sheets/detail/infant-and-young-child-feeding
2. TÜRKONFED, (2025). Süt Sağma Odası Farkındalık Araştırması.