Dijital Çağda İletişim: Sürekli Ulaşmak, Sürekli Kaygı Hissetmek
Gelişen teknolojiyle birlikte sevdiklerimize ulaşmak her zamankinden daha kolay.
Bir mesaj ya da arama ile anında iletişim kurabiliyoruz. Ancak bu “kolaylık”, fark etmeden kaygılı bağlanma davranışlarını da besliyor.
Eskiden partnerimizin ya da çocuğumuzun nerede olduğunu bilmemek doğal kabul edilirdi. Şimdi ise çevrimiçi olmadıklarında endişeleniyor, mesajımıza hemen yanıt vermediklerinde olumsuz senaryolar kurabiliyoruz.
Bu durum, ilişkilerde aşırı kontrol, belirsizliğe tahammülsüzlük ve güven eksikliği gibi sorunlara zemin hazırlayabiliyor.
Kaygılı Bağlanma Nedir?
Kaygılı bağlanma, kişinin ilişkilerinde reddedilme veya terk edilme korkusuyla aşırı ilgi, teyit ve onay arayışı içinde olması durumudur.
Anlık mesajlaşma uygulamaları, bu bağlanma biçimini pekiştiren bir araç haline gelebiliyor.
Örneğin:
- Mesajına hemen yanıt alamayan kişi, “beni artık sevmiyor mu?” düşüncesine kapılabiliyor.
- Mavi tikin görülmesi ya da “çevrimiçi” ibaresi, duygusal tepkileri tetikleyebiliyor.
- Sürekli iletişim hâlinde olma isteği, hem kişiyi hem karşı tarafı yoran bir dijital bağımlılığa dönüşebiliyor.
Teknoloji ve İlişkiler Arasındaki İnce Denge
Anlık mesajlaşma uygulamaları (WhatsApp, Telegram, iMessage, vb.) ilişkilerde hem yakınlığı hem de kaygıyı artırabiliyor.
Sürekli “takipte olma” hali, bireylerin güven duygusunu zedeliyor.
Partneriniz ya da arkadaşınız mesajınıza geç yanıt verdiğinde zihniniz hemen olumsuz düşünceler üretmeye başlıyorsa, bu durum iletişimde kaygı sinyali olabilir.
Sağlıklı ilişkiler, mesajlara verilen hızdan çok, kurulan duygusal bağın kalitesine dayanır.
Ebeveynler ve Çocuklarda Dijital Kaygı
Bu sadece romantik ilişkiler için geçerli değil.
Ebeveynler de artık çocuklarının her hareketini anbean takip etme alışkanlığı edindi.
Çocuğunun konumunu sürekli kontrol eden bir ebeveyn, farkında olmadan güven temelli bağ kurma sürecini zayıflatabiliyor.
Çocuk ise bağımsız hareket edemediği için, ilerleyen yaşlarda özgüven eksikliği veya kaygı bozukluğu geliştirebiliyor.
Anlık Teyit Yerine Güven Kurmak
Bir mesaj hemen yanıtlanmadığında, bu sevgisizlik anlamına gelmez.
İletişimde güven inşa etmek, her zaman “hemen cevap almak”tan daha değerlidir.
Kendine şu soruyu sorabilirsin:
“Gerçek bağ, çevrimiçi olmakla mı ölçülür, yoksa güvenle mi?”
Kaygılı bağlanmayı azaltmanın yollarından biri, dijital iletişimde sınır koymaktır.
Örneğin:
- Bildirimleri sessize almak,
- Günün belli saatlerinde mesajlaşmayı sınırlamak,
- “okundu” veya “çevrimiçi” bilgisine odaklanmak yerine duyguya odaklanmak,
kaygı seviyesini azaltır.
Evital Uzmanlarından Destek Alın
Dijital çağda ilişkilerimizi sağlıklı tutmak, farkındalıkla başlar.
Eğer sen de sık sık “neden hemen cevap vermedi?” diye düşünüyorsan veya iletişimde sürekli teyit arıyorsan, kaygılı bağlanma kalıplarını fark etmek için bir adım atabilirsin.
Evital’deki psikolojik danışmanlık seanslarında, kaygı döngüsünü anlamak ve daha güvenli bağlar kurmak için destek alabilirsin.
Psikolog Emir Eker'den danışmanlık almak için tıklayın: