Bir şeyleri sürekli erteliyor musunuz? Yapmanız gereken işe başlamayı “birazdan” diyerek öteliyor, sonra da suçluluk hissediyor musunuz? Yalnız değilsiniz. Erteleme davranışı neredeyse herkesin yaşadığı, ancak çoğu zaman yanlış anlaşılan bir durum.
Peki erteleme neden olur? Gerçekten tembel olduğumuz için mi, yoksa bunun altında başka bir şey mi yatıyor?
Erteleme Tembellik Değildir
Erteleme, sanılanın aksine tembellikten değil duygusal bir kaçıştan kaynaklanır. Bir işi ertelediğimizde genellikle o işle ilgili hissettiğimiz kaygı, belirsizlik ya da başarısızlık korkusu bizi durdurur.
Örneğin, tez yazmaya başlayamayan bir öğrenci düşünün. Saatlerce masasını düzenler, kalemlerini dizer, notlarını renklendirir… Ama bir türlü yazmaya geçemez. Çünkü başlamanın getirdiği “ya yapamazsam?” düşüncesi, beynin kaçınma sistemini harekete geçirir.
Beynimiz Kısa Vadeli Ödülleri Tercih Eder
Erteleme psikolojisinin en önemli sebeplerinden biri, beynimizin kısa vadeli ödülleri uzun vadeli kazançlara tercih etmesidir.
Zor bir işe başlamak yerine sosyal medyada gezinmek, dizi izlemek ya da evi toplamak daha kolaydır. Çünkü bu aktiviteler anında rahatlama sağlar.
Ancak bu tatmin kısa sürelidir. Zamanla birikir, stres, suçluluk duygusu ve özsaygı kaybına neden olur.
Erteleme Alışkanlığının Türleri
Erteleme herkes için aynı şekilde görünmez. İşte en yaygın erteleme türleri:
- Mükemmeliyetçi erteleme: İşin kusursuz olmasını istemek ve “hazır hissetmediği” için başlamamak.
- Kaygılı erteleme: Başarısızlık ya da eleştirilme korkusuyla işi ertelemek.
- Keyif odaklı erteleme: Sıkıcı işleri bırakıp eğlenceli şeylere yönelmek.
Kendinizi hangi grupta buluyorsunuz?
Ertelemeyi Aşmanın Yolu: Küçük Adımlar
Erteleme alışkanlığını yenmenin en etkili yollarından biri, büyük işleri küçük parçalara bölmek.
“Tez yaz” yerine “15 dakika giriş bölümüne bak” demek, beyni ikna eder. Çünkü bu hedef ulaşılabilir görünür.
Aynı şekilde “raporu bitir” yerine “ilk başlığı yaz” gibi küçük hedefler koymak, harekete geçmeyi kolaylaştırır.
Küçük adımlar, büyük işleri başlatmanın en pratik yoludur.
Öz-şefkat ve Farkındalık: Ertelemeye Karşı En Güçlü Araçlar
Erteleme davranışını fark ettiğinizde kendinize kızmak yerine, “şu anda zorlanıyorum, bu normal” demek çok daha iyileştiricidir.
Kendinize şunu sorun:
“Bu işi neden erteliyorum? Hangi duygudan kaçıyorum?”
Bu sorularla farkındalık kazanmak, davranışın duygusal kökenine ulaşmanızı sağlar. Öz-şefkat, bu döngüyü kırmada en etkili adımlardan biridir.
Dijital Dünyada Erteleme Psikolojisi
Telefon bildirimleri, sonsuz kaydırma ve video önerileri… Hepsi modern dünyanın dijital erteleme tuzakları.
Bir süreliğine telefonunuzu başka bir odada bırakmak, sosyal medya molaları vermek ya da ekran süresini sınırlamak bu alışkanlığı fark etmenize yardımcı olabilir.
Sonuç: Erteleme Değil, Farkındalıkla Başlayın
Erteleme hepimizin yaşadığı bir durum. Ama nedenlerini anlamak ve küçük adımlarla başlamak bu döngüyü kırmanın en etkili yoludur.
Unutmayın: Değişim bir günde gerçekleşmez, ama farkındalıkla başlar. Kendinize nazik olun — çünkü siz bu farkındalığa zaten sahipsiniz.
Psikolog İlayda Güvenir'den danışmanlık almak için tıklayın:
