“Evden 5 dakikada çıkarım.”
“Toplantıya 10 dakikada yetişirim.”
“Bir bölüm izleyip uyuyacağım.”
Ve sonuç: Her zaman olduğundan uzun süren işler, gecikmeler ve artan stres… İşte bu durumun İsveççe’de özel bir adı var: tidsoptimist.
Tidsoptimist, zamanı olduğundan bol sanan, bu yüzden randevulara ve işlere geç kalan kişiyi tanımlıyor. Aslında tatlı bir iyimserlik gibi görünse de, günlük yaşamda kaygı ve suçluluk duygusunu artırabiliyor.
Tidsoptimistliğin Nedenleri
Araştırmalara göre tidsoptimist olan kişiler işleri zihninde olduğundan hızlı planlıyor. “Hazırlanmam 5 dakika sürer” ya da “Sadece 10 dakikada giderim” gibi iyimser varsayımlar gerçeğe uymuyor. Bu da:
- Sürekli geç kalma,
- Zaman baskısı hissetme,
- Kendine kızma ve suçluluk,
- Çevrede güven kaybı gibi sonuçlar doğurabiliyor.
Psikolojik Boyut: Zaman Algısı
Zaman algısı, kişiden kişiye değişiyor. Bazı kişiler için 5 dakika çok uzun, bazıları içinse çok kısa geliyor. Tidsoptimistler, genellikle işleri olduğundan hızlı yapabileceklerini düşünerek zaman planlamasında yanılgıya düşüyor.
Bu durumun uzun vadede kaygı ve stresle ilişkili olduğu da biliniyor. Çünkü sürekli “gecikme” hali, zihinde “yetişemiyorum” algısını pekiştiriyor.
Tidsoptimistliği Yönetmek İçin İpuçları
Gerçekçi süreler koy: Bir işi 5 dakika sürecek diyorsan, yanına +10 dakika ekle.
Hazırlık süresini hesaba kat: Çıkmadan önce toparlanma, hazırlanma sürelerini plana dahil et.
Küçük zaman denemeleri yap: Günlük rutinlerini kronometreyle ölç, zihnindeki tahminle karşılaştır.
Kendine şefkat göster: Zaman algısı herkeste farklıdır; kendini suçlamak yerine farkındalık geliştir.
Sonuç
Tidsoptimist olmak tatlı bir iyimserlik gibi görünebilir ama hayatı kolaylaştırmak için zamanı doğru hesaplamayı öğrenmek çok önemlidir. Çünkü zaman yönetimi, stresin azalması ve daha sağlıklı ilişkiler için temel bir beceridir.
Sen de “Ben tam bir tidsoptimistim” diyorsan, Evital’de uzmanlarla görüşerek zaman yönetimi ve stresle baş etme becerilerini geliştirebilirsin.
